Star’da yayınlanan Kaderimin Oyunu dizisinde Öykü Karayel ve Sarp Apak ile başrolleri paylaşan Akın Akınözü, diziyi, canlandırdığı Cemal karakterini ve set arkasında yaşananları anlattı. “Cemal’e hak vermiyorum ama onu anlamaya çalışıyorum” diyen Akınözü, sorularımızı yanıtladı.

Cemal karakteri; okuduğum projeler arasında, anlamak ve anlatmak için duygusal anlamda bana en fazla meydan okuyan karakter oldu. Tehlikeli ama benim için çok değerli bu yolculuğa, yapımcımdan, yönetmenimden ve ekip arkadaşlarımdan aldığım güçle, şükürler olsun ki adım atabildim.
Cemal’i bir de siz kendi gözünüzden anlatır mısınız?
Cemal; aşkı erken bulan ama değerini, ağır bedeller ödeyerek geç anlamak zorunda kalan bir adam.

Cemal’e hak vermiyorum ama onu anlamaya çalışıyorum. Ben aynı duruma düşsem ne yapardım sorusu benim bu projeyi kabul etme sebebimdir. Çocuğum olmamasına rağmen, 2 aylıkken sahiplenip 4 senedir baktığım köpeğimi arkamda bırakma düşüncesine bile katlanamıyorum. Ama Cemal, Akın gibi bütün ailenin el üstünde yetiştirdiği tek çocuk değil, Cemal yetim bırakılmış bir çocuk. Umarım ben Cemal’e, ailemin ve mevcut ilişkimin bana kattıklarıyla, asıl değerin ne olduğunu ve ne için savaşmak gerektiğini öğretebilirim.

Dizimiz rejisiyle, müziğiyle ve oyuncu kadrosuyla, toplumun tanıdık kodlarını özgün bir konsept içinde işleyebilme başarısını yakaladı. Bu başarının en başta gelen mimarı da Emre Kabakuşak’tır. Hem öğrendiğim hem güvendiğim hem de omuz omuza verip sektördeki hikaye anlatımına meydan okuduğum bir yönetmen ile çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Babalığı tattığım en yakın duygu, köpeğim Archie ile kurduğum ilişki oldu. Fakat ben bu projeyi, tek çocuk olarak, aileme ve özellikle babama yüklediğim anlamları çözümlemek için kabul ettim. Çocukların beklentileri, babaların sorumluluğuymuş. Bu ikisinin kesiştiği yerdeki çatışma da kaderin oyunuymuş.
Çocuk oyuncularla çalıştığım anlar, bu kesişimi en yoğun yaşadığım yerler. Yıldırım ve Barlas’ın sınır tanımaz oyun dünyalarında, benden duydukları beklentiye ayak uydurmak ve çekmemiz gereken sahnenin sorumluluğunu yerine getirmek arasında gidip geliyorum.

Cemal niye terk etti? Cemal, Nergis’in başına gelen olayı öğrendiğinde ne olacak?
Öykü Karayel, partneriniz; nasıl bir etkileşim var aranızda?
Öykü Karayel; birlikte hikaye anlatmanın hem keyifli hem huzurlu hem de güvenli olduğu çok gerçek, çok samimi ve çok güçlü karakterli bir partner.

Kesinlikle ikisinin karışımıyız. Sette, birbirimize güvendiğimiz anlayışlı bir atmosfer kurmanın tanıdığı rahatlıkla, en dramatik sahnelerde bile özgürce gülerek, hayatın gerçek tınısını sahnelerimize katabilmenin zenginliğini yaşıyoruz.
Setin en konuşkanı? En komiği? En eğlencelisi?
Kesinlikle Esra Dermancıoğlu. Aynı seti paylaşarak böylesine özel bir karakteri tanıma fırsatım olduğu için kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum.

Cemal’in, kızı Nergis’le yüzleştiği ve ardından oğlu Uğur’u uyurken başından öperek iyi geceler dilediği sahne. Çocuk olarak duygusunu çok iyi bildiğim ama ebeveyn olarak karşılamaya hazır olmadığım bir sahneydi. Neyse ki, bir çocuk babası olan yönetmenim sayesinde, içimde bir çocuk olarak tetiklenen duyguları ebeveyn gözüyle kavramayı başardım.

Cemal’i affetmesem bile onu anlıyorum. En azından sevgisi gerçekmiş.

İçine doğmuş olduğun ve içinde bulunduğun şartları aşma cesareti ve iradesi göstermek. İnsanlığa, yeni ilham kapıları açarak umut vermek. Parçası olduğun dünyaya, temiz ve barışçıl bir imza bırakabilmek. Aynı Atatürk gibi…

Bir konuda geliştirilen uzmanlığın pratiğe dökülmesini çok karizmatik buluyorum.
İzleyiciye buradan ne mesaj iletmek istersiniz?
Kader oyunlarımızın kurbanı değil, oyun kurucuları olalım!